Demir eksikliği nedir?
Vücudumuzdaki alyuvarların bedenin geneline oksijen taşıması görevine yardım eden demir, vücutta kendi kendine üretilemeyen bir mineraldir. Beslendiğimiz gıdalar yoluyla aldığımız demir ağırlıklı olarak et ürünlerinde, yumurtada, pekmez ve soya fasulyesi gibi ürünlerde bol miktarda bulunmaktadır. Metabolizmamızdaki demir içeriği, aşağı yukarı olarak yüzde yetmiş üçlük bir miktarda hemoglobinimizde bulunmaktadır. Hemosiderin ve ferritin denilen moleküllerimizin içinde en az yüzde on iki, en çok yüzde on yedi oranında bulunan demir, yüzde on beşlik bir oranda da myoglobimizde yer alıp vücutta kas hücrelerinin içinde oksijen deposu olarak fonksiyon yaparlar. Bünyede demir eksikliği, sahip olunan demir depolarının boşalması sonucunda oluşur ve bir önceki cümlede bahsetiğimiz hemoglobin, myoglobin gibi enzimlerin de git gide azalmasıyla kusur daha da çok hissedilir. Demirin sinir hücrelerimizin arasındaki iletişimde yer alması bundan dolayı demir eksikliği yaşandığında sinir hücreleri arasında irtibatsızlık yaşanır ve bu beyindeki bazı demir eksikliğine karşı titiziyet içeren bölgeleri olumsuz olarak etkilemektedir. Demirin vücudumuzda kırmızı kan hücreleri vasıtası ile gezinti durumundadir. Bu dolaşım durumu 3 ay veya 4 aylık süreçleri kapsamaktadır. Bu süreçler sonucunda eskiyen kırmızı kan hücreleri vücuttan atılır. Bu süreçlerde bu yolla dolaşıma yardım eden tek enzim demirdir. Çünkü hücre yapısında demir olmadığı taktirde, kan oksijen taşınımını gerekli olduğu şekilde gerçekleştirememektedir. Vücuda alınan demir metnin başında bahsetmiş olduğumuz gibi birçok gıdadan elde edildiği gibi biraz eksikliği yaşandığı takdirde hücreler, eski fonksiyonlarını yitirmiş kırmızı kan hücrelerindeki demiri alıp yenidendan kullanmaktadırlar. Araştırmalar neticesinde Dr. Elson Haas; vücudumuzda her 1 dakikada 15 milyon tane kırmızı kan hücresi üretildiğini ve normal kan dolaşımı rutininde bu dolaşımın içerisinde 20 trilyon kadar kırmızı kan hücresinin gezindiğini söylemiştir.
Demir eksikliği belirtileri nelerdir?
Nefes darlığı yaşama : Eğer metabolizmanızda demir eksikliği problemu varsa, çok sık ve çok derin nefes alsanız dahi bedeninuza alınan oksijen miktarı yeterli olmayacağı için kendinizi nefessiz hisseder ve sürekli derin derin soluklanma ihtiyacı hissedersiniz. Demir eksikliğinin nefes alış verişlerinizi etkilemesi, normal hayatta rahatça yapabildiğiniz rutinleri (örnek olarak belirli bir mesafeyi yürümek ve merdiven çıkmak gibi) yaparken zorlanmanız ve nefessiz kalmanız biçiminde kendini göstermiştir.
Halsizlik yaşama : Bir önceki nedene bağlı olarak demir eksikliğinden kaynaklı halsizlikler yaşanmaktadır. Çünkü nefes darlığından kaynaklı oksijen eksikliği yaşandığında, vücut ihtiyacı olan enerjiyi üretemediğinden kaynaklı bir takım halsizlikler yaşamaktadır. Bunun en belirgin özelliği günlük yaşamda (o durumun yaşanmasına diğer hastalığın neden olmaması kaydıyla) halsizlik, yorgunluk, bitkinlik vb. durumların sık sık gözlemlenmesidir.
Saç dökülmesi : Demir eksikliği yaşandıktan sonra bu durum şayet ki demir eksikliği anemisi hastalığına dönüşürse, kesinlikle saçlar dökülecektir. Bu hastalık doğrultusunda yine insan metabolizmasında oksijen dolaşımının azalmasından kaynaklı, saç köklerindeki çok da hayati görevi olmayan demirin diğer hayati özelliklerde bulunan hücrelere aktarılması doğrultusunda saçlar kök canlılığını kaybederek dökülmeye başlamaktadırlar.
Yenilemeyecek şeyleri yeme talebinin oluşması : Bu hastalık “Pika” ismiyle adlandırılmaktadır ve içerik olarak insanların besin zincirinde var olmayan anormal ürünlere karşı duyulan iştah artması ve engellenemez yeme talebi anlamına gelmektedir. Durum genel olarak çocuk yaştaki kişilerde görülmektedir. Bu durum vücutta demir eksikliği ve diğer enzim kusurlerinden meydana gelse de bazen psikolojik rahatsızlıklardan kaynaklı da Pika hastalığı oluşabilmektedir. Bu durumla karşılaşan bireylerin net ve net durumu anlayabilmek için bir uzman hekimla görüşmeleri daha yerinde bir karar olacaktır.
Konsantrasyon sorunları : Demir minerali eksikliği yaşandığında hücreler arası sinirsel etkileşim otomatikman zayıflayacağı için (zira bu iletişim demir vasıtası ile gerçekleştirilmektedir) bu durum konsantrasyon sorunları ve bellekda zayıflıklar meydana getirebilmektedir. Konsantre olamayan kişi ne iş yaşamında, ne sosyal hayatında ne de özel hayatında tam bir ilgi – alaka performansı gösteremeyebilir.
Cilt renginde solma : Kırmızı kan hücrelerinin olması gereken sayının altına düşme halinde cilt rengine açıklıklar ve daha çoğunlukla solmalar meydana gelmektedir. Diş etlerinin kendi kırmızı rengi, dudakların rengi ve ağızın iç bölgesinin rengi kendi renginden daha soluklaşmaya başlayabilmektedir.
Kalp çarpıntısı yaşama : Belirli Aralıklarla sıklaşarak yaşanmaya başlayan kalp çarpıntıları, vücutta demir eksikliğinin yaşandığına en büyük işaretlerden biri olabilmektedir. Çünkü demir eksikliği sonrasında hücrelerde yaşanan oksijen ihtiyacı sorunsı doğal olarak kalp dokularında da yaşanır ve kalp de bu eksikliği kapatabilmek adına normal rutininden daha fazla ve hızlı çalışma ihtiyacı hissetmektedir.
Demir eksikliği nasıl tedavi edilir?
Bir bireyin demir eksikliğinin yaşadığının net teşhisi, kendisine bir takım testler uygulayan uzman doktor tarafından belirlenmektedir. Bu saptamadan sonra bu durumun yaşanmasına neden ana kaynağın ne olduğu incelenir ve bu duruma özel olarak bir tedavi aşamasına girilir. Demir eksikliğinde en fazla kullanılan tedavi tekniği, damardan uygulanabilecek sıvı demir içeriği enjektesi ve ağız yoluyla alınabilecek demir takviyeleridir. Ancak damar içi tedavisi uygulanan hastalar hastalığın genel seyrinden bir kaç adım ötede olan, şiddetli kanamalar yaşayan ve eritropoitein hastalığı tedavisi gören hastalar için daha sık sık kullanılmaktadır. Bu teknik ağız yoluyla alınan tablet tedavisinden daha kısa sürelerde sonuç vermektedir. Kandaki hemoglobin düzeyinin olması gereken seviyeye gelmesi ve demir eksikliği probleminun ortadan kalkması için 150 miligram veya 200 miligramlık demir içeriklerinin 6 haftalık bir süreç içerisinde kullanılması gereklidir. Bu seviye normal hale getirildikten sonra da 6 ay boyunca 80 miligram ile 100 miligram arasında değişen demir içerikleri kullanılarak tedavi tamamıyla sonlandırılabilmektedir. Bu ürünlerin dışında doğal şeklinde de karşılanabilen demir içeriği; kırmızı et, beyaz et, süt ve süt ürünleri, çoğu sebze ve bilhassa C vitamini içeren meyvelerle beslenildiğinde karşılanabilmektedir.
0 yorum:
Yorum Gönder